22 Ocak 2009

Leyla ve Susheela

Aralarında bağlantı kurmak belki zorlama olur, ama son dönemde rastladığım iki şarkıcıdan bahsetmek istiyorum, birisi kurgusal bir romanda karşıma çıktı, ötekisi ise last fm'in bir önerisiydi: Leyla ve Susheela.

Leyla'yı küçükken Sahraaltı Afrikası'ndan kaçırıp Kuzey Afrika'da satmışlar, henüz altı yaşındaymış. Önce büyükannesi olarak gördüğü madamla yaşamış, sonra Mağrib diyarındaki bir fondukta prenseslerle. Kıvır kıvır saçları ve abonoz teniyle Mağribilerden ayrılsa da, pekçok Kuzey Afrikalı gibi bir süre sonra kendisini önce Marsilya'da, sonra da Paris'te bulmuş. Paris'te tanıştığı diğer göçmenlerle geceleri kendi diyarlarının müziklerini metro istasyonlarında ve kapanmış iş merkezlerinde gizli gizli icra ederek kendilerinden geçiyorlarmış. Zamanla Frantz Fanon'u öğrenmiş, Nina Simone'nin müziğini çalmayı da. Kendi müziğini yapmayı, Jimi Hendrix'i ve Nina Simone'yi piyanoyla icra etmeyi öğrenmiş. Tüm karşılaştığı kişiler Leyla'yı, bu Altın Balığı yakalamak istemişler, saklı hazinelerine el atmaya kalkmışlar ve Leyla'nın bu karşılaştığı hunharlıklara tepesi atmış, canı yanmış, umursamamak için kendini kaybetmeye başlamış. Bu süreçte bir plak şirketi tarafından keşfedilerek kendisine albüm yapılmış, ama Leyla'nın ruhu düzene ve çıkarcılara direnmiş, özgürlüğünü ve kendisine su veren Afrikalı kökenini arayıp durmuş.

Leyla'nın hikâyesi aslında Jean-Marie Gustav Le Clézio'nun 1997 tarihli Poisson D'Or - Altın Balık (çev: Bahadır Gülmez, İletişim Yayınları) romanında anlatılıyor. Özgür ruhların günümüz dünyasında nasıl kapatılmaya, sıkıştırılmaya çalışıldığını, bu ruhların ise nasıl kendi yollarını aradıklarını son dönem romanlarında hiç durmadan ve güzelce anlattığı için bir dünya yazarı diyebileceğimiz -Moritanya doğumlu, Fransız, Afrika ve Latin Amerika'da yıllarca yaşamış- Le Clézio'nun Nobel ödülünü hak etmesini sağlamış olmalı.


Susheela Raman ise, Leyla kadar trajik bir öyküsü olmayan, ama tam anlamıyla bir dünya müzisyeni diyebileceğimiz, 1973 doğumlu bir şarkıcı. Hint kökenli, Londra doğumlu, Avustralya'da büyümüş, Hintli, Tamil ve Bakti kökenli şarkıcılar tarafından eğitilmiş, Hint, Afrika ve Modern Batı müziklerini harmanlayarak albümler çıkaran, düetler yapan dokunaklı bir şarkıcı. 2001 yılında yayımlattığı Salt Rain adlı ilk albümünden bu yana net üç albüm yayımlatmış. Ses rengi, kişisel dinlemime göre, İngilizce şarkılarında Dido'yla Sade arasında. Yumuşak bir gitar armonisini Hint ve Afrika usulü vurmalılarla destekleyerek kimi zaman Hinduca kimi zamansa İngilizce döktürüyor. Dinlediğim anda okuduğum Leyla ile dinlediğim Susheela özdeşleşmiş oldu, doğru ya da yanlış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder